Süleyman Kulaber Çiftliği'ne Hoşgeldiniz!
Soru Sipariş Hattı : +90 (535) 302 92 69
  • Et, kesimden sonra önce temiz kaplara alınmalı sonra güneş görmeyen bir ortamda, 14 derecenin altında bir sıcaklıkta hava almadan dinlendirilmeli.
  • Etler buz dolabına hemen konulmamalı kesimden sonra etin kendi sıcaklığının düşmesi için en az 5-6 saat bekletildikten sonra buzdolabına kaldırılmalıdır.
  • Et, buz dolabında 0-2 santigrat derecede 6 gün, buzlukta bir iki hafta saklanabilir. Et kıyma haline dönüştürülmüşse bu süre en fazla 3 gündür.
  • Derin dondurucu da ise yani eksi 18 derecede en fazla 3 ay saklanmalı.
  • Etlerinin bir yemeklik olacak kadar küçük parçalar halinde buzdolabında poşetlerde saklanmasına özen gösterilmeli.
Katahdin KoyunuKanada’da et tipi olarak yetiştirilen katahdin koyunu, ikiz ve üçüz doğum oranı yüksek bir koyun ırkıdır. Kanada’da bir yetiştiricinin kendi çabaları ile geliştirilen katahtin koyunu, buradan diğer koyun yetiştiriciliği yapan ülkelere yayılmıştır. Kayıtlara göre birçok koyun ırkı, melezleme çalışmalarında kullanıldığı sanılmaktadır. Katahdin koyunu, fazla bakıma ihtiyaç olmadan merada kendi kendini idare edebilen, mükemmel bir mera koyunudur. Bütün iklim şartlarında yetiştirilmektedir. Sıcak ve soğuk havada yetiştirilen katahdin koyunu, her yerde yüksek performans yeteneğine sahiptir. Dünyada etçi koyun ırkları arasındadır. Katahdin koyunu yetiştirildiği bütün ülkelerde eti için yetiştirilmektedir. Eti hafif, lezzetli ve yağsızdır. Sütü genelde sağılmaz, kuzularına bırakılır. Yapağısı kırkımı genelde olmamaktadır. Kışın soğuk havalarda uzun yapağı diplerine tiftik oluşur. Kendini soğuk havalardan koruduktan sonra, sıcak havaların başladığı bahar aylarında yapağısı kendiliğinden dökülür.
Menemen KoyunuTahirova Koyunları ile “Ile De France” koçlarının melezleştirilmesi ile elde edilen bir koyun ırkıdır. Hızlı gelişme özelliği bakımından koç tarafına çeken Menemen Koyunu süt ve döl verimi bakımından ve et kalitesi olarak ta Tahirova koyununa çekmiştir. Menemen Koyun ırkı genelde %75 oranında Ile De France Koyun Irkı ile %25 Tahirova Koyun Irkının özelliklerini ve gen tipini taşımaktadır. Menemen Koyun Irkında vücut, baş ve bacaklar beyaz renktedir. Yağsız ince kuyruklara sahip olan bu ırk etçil koyun ırkı görünümündedir. Yani iri bir başa, kısa kalın boyuna, derin göğüs yapısına, geniş sırt görüntüsüne, kalın ve kısa bacaklara ve dışarıdan görülen dolgun bacak ve but şekline sahiptir. Genelde boynuzsuz olan bu ırkın yapağı kalitesi de orta düzeydedir.  Bu ırkın doğum başına kozu sayısı 1.30 ile 1.50 arasında değişmektedir. Doğum ağırlığı duruma göre değişmekle beraber ortalama 5-6 KG kadardır. Dördüncü ay sonunda ise ulaşılan ağırlık 35 – 40 KG dır.  Süt verimi olarak 150 Litre, Laktasyon süresi ise 120 Gündür. Yapağı verimi ortalama olarak 4-5 Kilogram kadardır.
Bafra KoyunuAmasya ili Gökhüyük tarım işletmesinde üretilen bir koyun türüdür. Bafra koyunu, Sakız X Karayaka koyunlarının melezlenmesi ile elde edilmiştir. Genetik yapısı: %75 Sakız ,%25 Karayaka ırklarından oluşmaktadır. Yöremiz iklimine uyması için Yüzde 25 Karayaka, yüzde yetmiş beş Sakız ırkının özelliğini taşır.Et,süt ve döl verimi bakımından birçok koyun ırkını geride bırakır. Ben bu ırkı 3yıldır yetiştiriyorum. Dölü tamamen bu ırka döndermeme az kaldı. Bu cinsin ağız göz ve kulak etrafında siyahlıklar bulunur. Baş karınaltı ve bacakları çıplaktır.Kuyruk dipte yağlı. uzun ve gerisi yağsızdır. Koçlar boynuzlu ve yakışıklıdır. Ülkemizde birisi Amasya’da diğeri de Iğdır’da olmak üzere iki işletmede üretilmektedir.Ancak bu üretim yetiştiricilerin talebini karşılayamamaktadır. Ülkemiz ve bilhassa yöremizde bu koyun cinsine çok fazla talep olmaktadır.İki yılda üç defa yavru alınabilmektedir. Bu sebeple çok tercih edilmektedir. Kısırlık oranı oldukça düşüktür.
Tuj KoyunuTuj ırkı Rusya sınırına yakın Kuzey Doğu bölgesinde yani Kars da bulunur.Türkiye deki sayısı 120.000 alarak tahmin edilmektedir. Tuj ırkında vücut beyaz renkli yapağı ile örtülüdür. Uyluğu yağlı bir ırk olarak sınıflandırılır. Hafifçe yukarı dönük kısa bir yağlı kuyruğu vardır. Koçlarda çoğunlukla boynuz bulunur. Koyunlar boynuzsuzdur. Yapağı kaba ve karışık yapağı tipindedir. Yapağı kalitesi Akkaraman ve Morkaramandan daha iyidir.Ortalama canlı ağırlığı 38-40 kg, Laktasyon süt verimi 50-55kg, kirli yapağı verimi 1.8-2 kg ve elyaf çapı 30-32 mikron düzeyindedir.
Karayaka KoyunuKaradeniz koyunudur,özellikle Karadeniz’e kıyısı olan Sinop,Samsun,Ordu,Giresun illerinde iç kısımda ise Tokat’da yetiştirilmektedir. Vücut beyaz renklidir ve kaba yapağı ile örtülüdür. Baş,kulak ve bacaklarda siyah lekeler bulunmaktadır. Dişileri boynuzsuzdur, koçları ise kıvrımlı boynuzlara sahiptir.Kuyruk yapısı yağsız,ince ve uzun görünüşe sahiptir. Anaç koyunlarda canlı ağırlık 35-40 kg,laktasyon süresi 130-140 gün,süt verimi 40-45 litre,ikiz doğum oranı ortalama %5,kirli yapağı verimi 1.5-2 kg. Eti lezzetli koyun ırklarımızdandır.
Hemşin koyunları yoğun olarak doğu Karadeniz bölgesinde yetiştiriciliği yapılan bir koyun ırkı olarak bilinmektedir. Anavatanı Türkiye olup, yerli ırklar arasında yer almaktadır. Ülkemizde Artvin ve Rize illerinde sık yetiştirilen bir tür olan Hemşin koyunları, et ve süt verimi bakımından zengin bir ırk olarak bilinmektedir. Besicilikten daha çok kombine olarak kullanılmakta ve üretilmektedir. Sürü yaşamını benimsemiş olan Hemşin koyunları, hırçın ve sürü hayatına alışkındır. Yürüme ve tırmanma özelliği yetiştirildiği bölgenin coğrafi şartlarına uygun şekilde oldukça gelişmiş olup, nemli mera alanlarında otlamakta hoşlanmaktadır. Hemşin koyunlarında dış görünüş genel olarak siyah-kahverengi arasında olup lekeleri beyaz renkli olanları da vardır. Ancak beyaz renge sahip olanlarda alın, baş ve bacak bölgesinde siyah lekeler görülebilir. Yüz ve baş bölgesi yapağılı olup, sırt ve ayak bölgesi az Yapağılıdır. Genel olarak türler boynuzsuz olsa da erkeklerin boynuzlu olanları helezonik boynuz tipine sahiptir. Dişilerde ise az oranda boynuz görülmektedir. Kuyruk yapısı ise tek parçadan oluşmakta yerli ırklara göre daha gelişmiş bir omurga yapısı bulunmaktadır. Orta gelişmiş olan vücudu iri kemiklerden oluşur. Yerli koyun ırkları içerisinde en gelişmiş vücut yapısına ve kuyruk büyüklüğüne sahiptir. Aynı zamanda kuyruk, yarım yağlı bir yapıdadır. Erkeklerde canlı ağırlık 65 kg dişilerde ise bu ağırlık 55 kg civarıdır. Ortalama bir batında kuzu sayısı 1.1 olup laktasyon süresi 170 güne kadar çıkabilir.
Kıvırcık KoyunuKıvırcık koyunları et lezzeti bakımından en çok tercih edilen koyun ırklarımızdan biri olup Trakya Bölgesinin tamamında, Marmara’nın güneydoğusunda kalan illerde ve Ege bölgesinin İzmir,Aydın,Manisa illerinde yetiştirilmektedir.Beyaz renkli vücut yapısı olan Kıvırcık koyunlarının dişileri boynuzsuz olup erkeklerin ise kıvrımlı boynuzları vardır.Kuyruk yapısı ince ve uzundur.Ülkemizin toplam koyun varlığı içinde Kıvırcık koyunlarının oranı oldukça düşüktür(Yaklaşık %5-6) Anaç koyunlarda canlı ağırlık 40-42 kg,laktasyon süresi 140-180 gün,süt verimi 60-90 litre,ikiz doğum oranı %10-%20,kirli yapağı verimi 1.5 kg ve her 100 koyundan 110-130 kuzulama imkanı bulunmaktadır.Yeni doğan kuzularda süt kesiminden sonra sadece 2 aylık besleme sonucunda 17-18 kg karkas ağırlığı sağlanabilmektedir.
Sakız KoyunuAnavatanı Türkiye'dir. Adını Ege denizindeki Sakız adasından almıştır. Çeşme koyunu olarak da bilinir. Çeşme, Karaburun, İzmir, Aydın, Söke, Marmara ve Ege sahillerinde yetiştirilir. Süt ve Yüksek döl verim özelliğinden dolayı yetiştirilir. Sakız koyunları özenli bakım isterler fakat karşılığını da senede 200-250 kg süt verimi,180 günü geçebilen laktasyon ve ortalama 1.7-2.3 kuzulama oranı ile fazlasıyla öderler.Sakız koyunlarında bir defada ikiz,üçüz hatta 7’ye varan kuzulama olabilmektedir.Ayrıca gebe kalma yaşı 7-9 aylıktan (bakıma-gelişmeye bağlı)başlamakta ve doğum sonrası sadece 15 gün dinlenme ile koç katımına hazır hale gelmektedir.Dolayısıyla iyi bakılan Sakız koyunları için her 2 yılda 3 kez kuzulama gayet mümkündür.
Karaman KoyunuAnavatanı Türkiye'dir. Antalya, Mersin, Hatay ve Gaziantep illerinde yetiştirilir. Kombine verimlidir.(et ve süt) Kışları Toros dağlarının eteklerinde geçirip ilkbaharda otlatılarak, 2000-2500 m yükseklikteki yaylalara çıkarılır. Geç sonbaharda kış otlaklarına geri döner. Genel olarak açık alanlarda bulundurulur. Kış mevsiminde yağıştan korumak ve geceletilmek üzere basit barınaklara alınır. Doğumlar genelde dışarıda, doğada olur. Özellikleri; Küçük yapılıdır. Beyaz, gri, kahverengi, kızıl, siyah ve alacalı renklileri bulunmaktadır. Özellikle siyah olanlarda renk, yaş ilerledikçe kırçıllaşmaktadır. Erkekler boynuzlu, dişiler nadiren boynuzludur. Yağlı kuyrukludur. Kuyruğun ortasında bir oluk yer almaktadır. Kuyruğun uç kısmı parmak şeklinde aşağı sarkar. Sıcak ve kurak iklime, uzun yol yürüyüşlerine dayanıklıdır. Sürü içgüdüsü gelişmiştir.
Kangal KoyunuKangal koyunu, akkaraman koyununun yerel tipi olarak Kangal ilçesi ve çevresinde yetişmektedir. Kangal koyunu en fazla Kangal ilçesinde yetiştirildiğinden kangal ismini almıştır. Kangal koyunu, kangal köpeği kadar meşhur olmasa da Ülkemizdeki koyun besiciliği yapanlar tarafından çok tutulmaktadır. Besiye alınan kangal toklular görünüm olarak albenisi güzeldir ve gösterişlidir. İyi beslenirse günlük canlı ağırlık artışları fazladır. Kangal koyunu, akkaraman koyununun Sivas ili Kangal ilçesi ve çevresinde yetiştirilen yerel tipidir. Ancak vücut yapısı akkaraman koyunundan daha boylu, uzun bacaklı ve iri cüsseli bir yapıya sahiptir.
Dağlıç koyunları, ana vatanı Türkiye olan koyun türleri arasında yer almaktadır. Genel olarak, afyon, ısparta, burdur, kütahya, eskişehir, bilecik, bolu, denizli illerinde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Doğu ve güney Anadolu bölgelerinde pek tercih edilmeyen bir tür olarak bilinmektedir. Halk arasında Herek ve Gıcık olarakta bilinir. Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Denizli gibi Ege ve Batı Anadolu İllerinde yetiştirilir. 3.968.000 başlık mevcudu ile koyun varlığımızın % 12’sini teşkil eder. Canlı ağırlıkları Akkaramanlardan daha azdır ama etleri lezzetlidir. Ağız, burun, göz etrafı ve ayaklarda siyah lekeler görülür. Baş ve ayaklar çıplaktır. Süt verimi 30-60 kg olup, ikizlik oranı % 12-15’ dir. Yapağıları kaba ve karışık olup, beyaz renklidir. Yıllık yapağı verimleri 2.0-2.5 kg’dır ve halı sanayinde tercih edilmektedir.
İvesi Koyunuİvesi Suriye , Lübnan Irak ,Türkiye ,İsrail, Ürdün`ün tipik ırkıdır. Bu ırka Arap koyunu da denir. Türkiye`de Güneydoğu anadolu bölgesi başta olmak üzere özellikle Gaziantep , Şanlıurfa, Mardin illerinde yetiştirilir. Ayrıca Hatay ve Adana illerinde bulunur. Bu ırk Türkiye'de`ki toplam koyun popülasyonun %3,9 unu oluşturur. Vücut orta yapılıdır. Süt tipine uygun, ince fakat sağlam kemik yapısına sahiptir. Yağlı kuyrukludur. Erkekler boynuzludur. Baş kirli sarı ve kahverengi renklidir. Vücut beyaz-kremdir. Özellikleri; Kirli yapağı gömlek ağırlığı : 2-2,5 kg.Canlı ağırlık (koyunlarda) : 50 kg.Canlı ağırlık (koçlarda) : 70 kg.Laktasyon süt verimi : 180 lt.Döl Verimi : %125-140
Fransa’nın Limousin bölgesinde yetiştirileIRK_limousinn ve bu yüzden bu bölgenin ismini alan Limousin ırkı, daha çok besi hayvanı olarak bilinmektedir. İnce ve uzun bir vücut yapısına sahip olan Limousin sığır ırklarının rengi açık kızıldır. Burun ve göz kenalrlar açık renktedir. Genelde boynuzsuz olarak bilinirler ama boynuzlu olanlarına da rastlanmaktadır. Sakin bir yapıları vardır ve mera hayvancılığına uygundur. Hem süt hem de et yönü için beslenen Limousin ırkı sığırlar, etçi yönü daha kuvvetli olduğundan daha çok besi hayvanı olarak kullanılmaktadır. Ergin dişi hayvanlarda canlı ağırlık 600 – 700 kg erkeklerde ise 900 – 1000 kg arasındadır. Kas yapısı gelişmiş olan bu ırk, % 65 et randımanına sahiptir. Besi hayvanlarında önemli olan ince kemik özelliğine sahiptir. Eti yağsız ve ince liflidir. Bu da et kalitesinin yüksek olmasını sağlamaktadır. Döl verimi yüksektir. Limousin sığırları her türlü iklime kolayca uyum sağlarlar ve dayanıklıdırlar.
Adını Fransa’nın Charolais bölgesinden alan bu ırk, özellikle eti için yetiştirilen besi hayvanlarındandır. Renkleri kirli beyaz ve koyu krem arasında değişmektedir. Hem boynuzlu hem boynuzsuz olanları vardır. Ergin hayvanlarda dişilerde canlı ağırlık 800 kg erkeklerde ise 1000 – 1100 kg ortalamasındadır. Charolais ırkı; her türlü iklim koşullarına dayanıklılığı, uzun ömürlü olması ve kısa sürede kilo alması nedeniyle, yetiştiriciler için avantajlı bir ırktır. % 70 gibi oldukça iyi bir et randımanı vardır. Et kalitesi yüksek ve lezzetlidir. Kas yapısı gelişmiş bir hayvan olması ve bu yüzden etindeki yağ oranının çok az olması sebebiyle fazla tercih edilen sığır ırkları arasındadır. Döl ve süt verimi diğer ırklara göre düşük olan Caharolais ırkı daha çok besi sığırı olarak yetiştirilir. Ancak sütçü ırklarla melezlenmeye uygun bir kültür ırkıdır.
IRK_shorthornKökeni İngiltere’nin kuzey bölgelerinden gelen Shorthorn sığır ırkı, etçil özellikleri baskın olan sığır ırklarındandır. Vücut derileri kırmızı, kızıl kır ve beyaz olmak üzere üç farklı renktedir. Kısa boynuzları vardır. Geniş ve derin bir vücuda sahip olan şorthorn cinsi sığırların kas yapıları gelişmiştir. Ergin hayvanlarda canlı ağırlık dişide 600 – 650 kg, erkeklerde ise 800 – 900 kg civarındadır. Erken gelişme gösterirler ve hızlı canlı ağırlık artışı sağlarlar. Karkas verimleri yüksektir. Yabancı sığır ırkları içerisinde eti için beslenen bir hayvandır fakat diğer ırklarla melezleştirildiğinde hem et hem de süt yönünden verimli olduğu bilinmektedir. Shorthorn ırkı sığırlarda annelik içgüdüleri gelişmiştir. Döl verimleri yüksektir. Kolay doğum yaparlar. Her türlü iklim koşullarına dayanıklıdırlar.
IRK_angusİskoçya’nın kuzey bölgelerindeki yerli ırkların karışımından meydana gelen Angus sığırı, yabancı sığır ırkları içerisinde en fazla etçi karakteri olan hayvanlardandır. Vücut rengi tamamen siyahtır. Ancak bazı soylarda bulunan kırmızı genin kullanılmasıyla Kırmızı Angus (Red Angus) ırkı oluşturulmuş fakat bunlar ayrı bir ırk olarak değerlendirilmiştir. Vücutları geniş, başları ufaktır. Dünyadaki ender boynuzsuz sığır ırklarındandır. Hayvanlarda ergin canlı ağırlık dişilerde 500 – 600 kg civarı erkeklerde 800 – 900 kg ortalamasındadır. Canlı ağırlık artışları diğer hayvanlardan % 30 daha fazladır. Angus sığır ırklarının etteki randımanı % 75 ‘e kadar çıkar. Yağların kas lifleri arasında eşit dağılması sebebi ile etleri çok lezzetli ve aynı zamanda pahalı bir sığır ırkıdır. Angus ırkı damızlık dişi sığırlara olan ilginin gün geçtikçe daha fazla artmasının nedeni üreme performansının ve annelik içgüdüsünün diğer ırklara göre göz ardı edilemeyecek kadar yüksek oluşudur. Kolay doğum yapma özelliğine sahiptirler. Adaptasyonu kolay, her türlü iklim koşullarına dayanıklı bir hayvan olan Angus sığırı en karlı besi ırkı olarak bilinmekte ve birçok sığır üreticisi tarafından tercih edilmektedir.
lf3 Hereford cattleAnavatanı İngiltere’nin Hereford şehri olan Hereford sığır ırkı, sakin yapısından dolayı mera hayvancılığı yapmaya uygun etçi bir ırktır. Derilerinin rengi kırmızı ve kahverengidir. Yüzleri ve vücutlarının belli kısımlarında beyazlıklar hakimdir. Az sayıda da olsa siyah renkli olanlarına rastlanır. Başları kısa ve geniş olup, boynuzlu ve boynuzsuz özellikte olanları mevcuttur. Kemik yapıları ve tırnakları sağlamdır. Hereford sığır ırklarında annelik içgüdüsü diğer ırklardan üstün olmakla birlikte döl verimi yüksektir. Kolayca doğum yaparlar. Sütü genellikle sağılmaz, buzağılarına emzirilir. Hayvanlarda ergin canlı ağırlık dişide 550 – 650 kg erkeklerde ise 800 – 1000 kg civarıdır. Yemden yararlanma kabiliyetleri iyidir. Hızlı kilo alırlar. Etteki randımanı % 70 ‘e çıkmaktadır. Eti yağsız, yumuşak ve kalitelidir. Sakin ve yumuşak başlı olarak bilinen Herford sığırları; çevreye olan uyumu, hastalıklara dayanıklılığı ve hem açık hem de kapalı besiye uygunluğu ile yetiştiricilerin tercih ettiği ırklar arasındadır.
IRK_jersey_2Adını İngiltere ve Fransa arasındaki Jersey Adası’ndan alan Jersey sığır ırkı en ufak yapılı sütçü sığır ırklarındandır. Türkiye’ye ilk olarak 1950’li yıllarda getirilmiş ve Karadeniz, Jersey ırkı yetiştirme bölgesi olarak seçilmiştir. Ufak, sevimli, hassas yapılı hayvanlardır. Renkleri açık kahverengiden siyaha kadar değişir. Ama çoğunlukla geyik rengi hakimdir. Siyah gözleri ve vücudunun rengiyle de bir geyiği andırdığı düşünülür. Oldukça zarif ve estetik bir görünüme sahiptirler. Özellikle meme yapıları ile sütçü sığır ırkları arasında göze çarpar. Canlı ağırlık erkeklerde 350 – 400 kg, dişilerde ise 330 – 400 kg arasında değişmektedir. Jersey sığır ırkı, tipik süt ırklarının özelliğini fazlasıyla taşıyan bir ırk hayvanıdır. İnce kemikleri, dolgun memeleri, ince derisi, boyun ve baş yapısı ile sütçü ırkın timsalidir. Yediği yemi en yüksek oranda süte, yağa ve proteine çevirir. Az yem ve otla çok süt alınır. Sütü çok yağlıdır. Sütteki yağ oranı % 6 civarına kadar çıkabilir. Peynirleri çok değerlidir. Et verimi oldukça düşüktür. Jersey sığır ırkının yerli ırklarla melezlenmesinden çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Yerli ırk bir ineği Jersey boğayla melezlemede süt veriminin % 60 artabileceği görülmüştür. Bir laktasyonda 2500 – 3000 lt süt verirler. Mera ve çayırlarda kolaylıkla beslenen ve her türlü iklime uyum sağlayan Jersey sığırları, damızlık süt sığırcılığı yapmaya oldukça elverişlidir.
IRK_montafonİsviçre’nin Alp dağlarında yetişen ancak Türkiye’de boz ırk sığırlarla yapılan melezlemelerle Karacabey Montofonu olarak geliştirilen Montofon sığır ırkı, hem et hem de süt verimi yüksek özelliğe sahip kombine ırklar arasında yer alır. Bugün bu ırktaki hayvanlar Türk Esmeri denecek kadar ülkemize ait olmuştur. Türkiye’nin birçok bölgesinde yetiştirilmektedir. İri yapılı bir görünümleri olan Montofon sığırlarının renkleri gri, kahverengi arasında değişmektedir. Sırtta açık renk bir çizgi bulunur. Burun ucu ve kuyruk ucu siyahtır. Genelde boynuzsuzdurlar. Erkeklerde canlı ağırlık 600 – 700 kg civarında olup, et randımanı % 60’dır. Bir laktasyon döneminde süt verimi 5000 – 6.000 lt civarındadır. Besi tutma özelliği en üstün ırklardandır. İyi bir bakım ve besleme ile günde 800 – 1000 g canlı ağırlık artışı sağlarlar. Kas yapıları oldukça güçlüdür. Montofon sığır ırkı mera hayvancılığına çok uygundur. Her türlü iklime ve her bölgeye kolaylıkla uyum sağlarlar. Hastalıklara karşı dayanıklı bir yapıları vardır, kolay hastalanmazlar. Bu özelliklerinden dolayı sığır yetiştiricileri tarafından en çok tercih edilen sığır ırklarındandır.
IRK_simmental_2Simmental sığırlarının anavatanı İsviçre’dir. Gövdelerini kaplayan derinin sarı-beyaz veya kırmızı beyaz beneklerden oluşan alacası vardır. Başları, ayaklarının altı ve karınlarında beyaz renk hakimdir. Çok sağlam bir bedeni ve tırnakları vardır. İri yapılı, sırtı uzun, göğsü ve sağrısı geniştir. Kısa ve sarı renkte boynuzları vardır. Besi hayvanı olarak yetiştirmeye oldukça elverişlidir. Kısa zamanda besi alır, et verimi yüksektir. Hem süt hem de et verimi yönünden zengin oldukları için kombine sığır ırkları grubuna girerler. Ergin canlı ağırlık dişilerde 600 ila 650 kg erkeklerde 700 ila 850 kg civarındadır. Simental sığır ırklarının döl verimi de yüksektir. Bir laktasyondaki süt verimi 4000 – 4500 lt arasındadır. Süt damarları Holstein kadar olmasa da gelişmiştir. Etteki randımanları % 60 civarındadır. Simmental sığır ırkları kombine özelliklerinden dolayı pazarda önemli bir paya sahip olup, sığırcılıkta ilk sıralarda yer alır. Her türlü iklime kolaylıkla uyum sağlar ve hastalıklara karşı dayanıklıdır. Uzun ömürlü sığır ırkları arasındadır.
IRK_holstein_1Anavatanı Hollanda’nın Frizyan bölgesi olan Holstein sığır ırkları, Avrupa’nın birçok bölgelerinde özel olarak yetiştirilmiş hayvanlardır. Türkiye’de daha çok Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğun olarak yetiştirilen Holstein inekleri, tipik süt ırkı özelliği taşıması sebebiyle en çok tercih edilen süt inekleri arasındadır. Siyah ve beyaz bedenleri, büyük ve yumuşak memeleriyle bilinen bu ırk oldukça iri yapılıdır. Türkiye koşullarında bir laktasyonda 4500 – 7000 lt arasında süt verirler. İyi bir bakım ve besleme ile bazılarının 10000-12000 lt’ye kadar süt verimi sağladığı da görülmüştür. Sütteki yağ oranı % 3.6’dır. Dünyadaki birçok çeşitli sığır ırklarıyla melezlemesi yapılan Holstein sığırları, bütün dünya ülkelerinde sığır ırklarında belirleyici özellik olmuştur. Özellikle Türkiye’deki düşük verimli yerli ırklarımız ile Holstein ırkı hayvanlar melezlendiğinde, melez ırkın yerli hayvanlara göre daha çok verim sağladığı görülmüştür. Yine iyi bir bakım ve besleme ile, bu verimi daha da artırmak, dolayısıyla karlı bir hayvancılık yapmak mümkündür. Holstein sığır ırkı hayvanlar, hastalıklara karşı çok hassas olup, bakımına ve korunmasına titizlikle dikkat edilmesi gereken bir sığır ırkıdır. Her türlü iklime uyum sağlarlar. Damızlık süt sığırcılığı yapmaya en elverişli ırktır. Dünyadaki süt sığırcılğı projelerinde her zaman ilk sırada yer almıştır.
Adak kurban elbette bağışlanabilir. Kişi adak kurbanını keser ve etini olduğu gibi bir şahsa, şahıslara, ya da kurumlara bağışlayabilir. Kendisi adına adak, akika, şükür kurbanı kesilmek üzere kurbanının parasını da bağışlayabilir, yani birisini vekil kılabilir, vekil kıldığı kişi de kurbanı keser veya kestirir.  
Kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibadet yapacağına dair Allah’a söz vermesidir  
Borç para ile başka şeyler almak caiz olduğuna göre kurban almak da caizdir.  
Kurbanın peşin alınma zorunluluğu yoktur. Helal olan her türlü alışverişle kurban da alınır. Taksitle alış veriş caiz olduğuna göre kurbanı da taksitle almak caizdir.
Elbette güvendiği ve bu görevi hakkıyla yerine getirdiğinden emin olduğu kurumlara kurbanını verebilir, onları vekil ederek kesilmesini onlardan isteyebilir. Ancak kurbanın bir ibadet olduğunu bilmek gerekir. Bu sebeple kesilen kurbanların etlerinin günah olmayan şekilde ve Müslümanca kullanılıyor olmasına dikkat etmeli ve bunu aynı zamanda takip etmelidir.  
Kurban elbette bağışlanabilir. Kurbanını keser ve etini olduğu gibi bir şahsa, şahıslara, ya da kurumlara bağışlayabilir. Kendisi adına kurban kesilmek üzere kurbanının parasını da bağışlayabilir, yani birisini vekil kılabilir. Ancak kurban kesmek yerine onun parasını bağışlamakla kurban görevini yerine getirmiş olmaz.  
Kurban kesmekten asıl amaç, Allah için kan akıtmaktır. Bu yapıldıktan sonra kurban tamamdır; ancak elbette kurban kesmenin hikmetlerinden biri de fakir fukaranın et yemesidir. Bunu sağlamak ve kurban etini olabildiğince dağıtmak gerekir. Hz. Peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesmeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir bölümünün de eve ayrılmasını tavsiye etmiştir (Ebû Dâvûd, “Dahâyâ”, 10). Ailenin ihtiyaç durumuna göre etin tamamı evde bırakılabileceği gibi, toplumda muhtaçların arttığı dönemde kurban etinin çoğunun hatta tamamının dağıtılması uygun olur.
Kurbanı bizzat kişinin kendisi kesebileceği gibi, vekalet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban, mali bir ibadettir. Mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet caizdir.
Koyun veya keçinin bir kişi tarafından; sığır, manda ve devenin ise, yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban olarak kesilebileceği Hz. Peygamber'in hadisleri ve uygulamaları ile sabittir (Ebû Dâvûd, “Dahâyâ”, 7-8). Ortak olarak kurban edilebilen hayvanlar tek veya çift hisse olarak kesilebilirler
Kurban, kurban bayramının ilk üç gününde kesilir. Kurban kesim vakti, Bayram namazı kılınan yerlerde, bayram namazı kılındıktan sonra, bayram namazı kılınmayan yerlerde ise sabah namazı vakti girdikten sonra başlar. Bayramın üçüncü günü güneş batıncaya kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüzleri kesilmesi uygundur. Bayramın birinci günü kesmek daha faziletlidir. Şafii mezhebine göre ise kurban bayramın dördüncü günü de kesilebilir.
Kurban, kelime anlamı ile yakınlaşma demektir. Buradan hareketle, kurban kesmek; Allah’a yakınlaşma gayesiyle, O’nun verdiği mallardan, kurban edilmesi mümkün olan birini, yine O’nun rızası için boğazlamak demektir.
Kevser Suresi’ndeki emrin bir başka manaya da gelme ihtimalinden ötürü, alimlerin çoğu kurbanın kesin bir farz olmadığı kanaatine varmışlardır. Sonuç olarak Hanefîlere göre kurban kesmek vaciptir, kesmeyen günahkar olur. Şafiîlere göre kesmek sünnettir, kesmeyen günahkar olmaz.
Hac Suresi’nde Allah (cc): “Kurbanlarınızın etleri ya da kanları Allah’a ulaşmaz; ama sizin takvanız Allah’a ulaşır.” (22/37) buyuruyor. Buna göre, kurban kesmenin asıl amacının Allah’ın emrini yerine getirmek, böylece takvalı olduğunu göstermek olduğu anlaşılır. Kurban kesen, bu ibadetiyle Allah’a yaklaşmış ve O’nun hoşnutluğunu kazanmış olur. Kurban, aynı zamanda bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Kesilen kurbanlardan maddi olarak daha çok yoksullar yararlanır.
Kısaca hali vakti yerinde olanlar, yani zenginler kurban keserler. Bunun ölçüsü ise temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, kendisini zengin kılacak kadar malı mülkü bulunmaktır. Böyle olan malın mülkün üzerinden, zekatta olduğu gibi bir yıl geçmesi de gerekmez.